Gazeteciler Gazze'de öldürülen meslektaşları için nöbet tuttu

Anadolu Yayıncılar Federasyonu (AYF) Filistin'de katledilen 140 gazeteci için İstanbul'da anlamlı bir yayın gerçekleştirdi. Gazeteciler Sultanahmet Meydanı'ndaki 24 saatlik kesintisiz yayında bir araya gelerek "öldürülen gazeteciler için ayaktayız" mesajını verdi.

İsrail'in Gazze'de gazetecileri Filistin'in sesini susturmak, gerçekleri gizlemek, haber ve bilgilerin bölgesel ve uluslararası kamuoyuna ulaşmasını engellemek amacıyla kasıtlı olarak öldürmesi nedeni ile İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda önemli bir yayın gerçekleştirildi.

“Filistin’de Öldürülen Gazeteciler İçin Ayaktayız” sloganı ile başlatılan canlı yayın eylemine yüze yakın gazeteci katıldı. Fulya Öztürk, Çetiner Çetin, Esra Elönü, Başak Şengül, Erkan Tan, Hasan Yavuz Bakır, Zeki Akbıyık ve Çetin Altan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen yayın Cumartesi günü saat 14:00’ten Pazar günü saat 14:00’e kadar sürdü.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Sizin şahsınızda gerçekten çok büyük bir duyarlılık göstererek Filistin’de, Gazze’de, İsrail tarafından katledilen Gazetecilere yine orada görev yapan Gazetecilere verdiğiniz destekler dolayısıyla Filistin’in haklı davasında gerçekten hakikati duyurmaya yönelik çaba sarf eden bütün Gazeteciler çok şanlı, şerefli bir iş yapıyorlar.  Bizde bulunduğumuz her ortamda Ulusal, Uluslararası her Platformda bu haklı mücadeleye destek vermeye çabalıyoruz. Gerçekten de Türkiye’de Medyamız, Türk Medyası çok büyük bir duyarlılık gösterdi. Türkiye öteden beri Filistin’in haklı davasında masum sivillerin., masum Filistinlilerin hep yanında, arkasında durdu. Yine İsrail’in zulümlerine karşı Türkiye çok güçlü ses çıkardı ve medyamız da bu noktada gerçek anlamda bir duyarlılık ortaya koydu.

Burada hakikati perdelemeye dönük, gerçeği gizlemeye dönük bir çaba var, sistematik bir çaba var. Bu sistematik çabaya karşı duranda haklı bir mücadele verende sahadaki Gazetecilerdir. Sahaya Türkiye’den de giden birçok Gazeteci arkadaşımız var. Orada görev yapan birçok Gazeteci var. Bunlar bütün engelleme girişimlerine rağmen, bütün saldırılara tehditlere, bombalara hedef gösterilerek öldürülmelerine rağmen yine de orada varlık göstermeye orada Gazetecilik yapmaya devam ediyorlar. Bu gerçekten Gazetecilik mesleğinin de niteliğini yukarıya çeken, Gazetecilik tarihinde Medya tarihinde şanla şerefle anılacak bir girişim. Esas itibari ile İsrail iki şey yapıyor. Kendi zulümlerini bir anda ört bas etmek için ve burada yürüttüğü bu soykırımı perdelemek için birincisi Gazetecileri katlediyor. Burada söyleyecek gerçekten başka bir söz yok. Açıkça hedef alarak Gazetecileri katlediyor.

 “İSRAİL ZULÜMLERİNİ ÖRTBAS ETMEK İÇİN DEZENFORMASYON YAPIYOR”

Diğer taraftan İsrail yine zulümlerini ört bas etmek için 7 Ekim’den bu yana gördüğümüz üzere sistematik bir şekilde dezenformasyon kampanyalarını yürütüyor. Tabi burada acı olan ne yazık ki Batı Dünya düzeninin, Batılı Uluslararası sistemin İsrail’in bu cürümlerine ses çıkarmaması. Gazetecileri katlediyor İsrail ve Batı Dünya’sından gerçek anlamda ne yazık ki Batı Dünya düzeninin elitlerinden bir ses gelmiyor. Diğer taraftan İsrail’in daha acı olan bir başka hususta sistematik dezenformasyon kampanyalarını da ne yazık ki Batı Dünya sistemi, Batı Medyası ciddi bir şekilde destek veriyor. Bir anlamda baktığımızda bu Batı’daki Müslümanlara, İslam’a yönelik inşa edilen bu karşıt söylemin burada devreye sokulduğunu Filistinlilere karşı, Müslümanlara karşı bir olumsuz imaj oluşturmaya çalışıldığını görüyoruz.

 “YÜZLERCE YALANI DEŞİFRE ETTİK”

Burada bu oluşturulmaya çalışan imajlarla açık ve net bir şekilde İsrail’in desteklenmeye çalışıldığını görüyoruz. Ancak bu çabalar ne olursa olsun asla ve kata başarıya ulaşamayacaktır. Çünkü orada hakikatin sesi olan Gazeteciler bunun önündeki en temel engeldir. Bizde Türkiye olarak gerçekten 7 Ekim’den bu yana başından itibaren İsrail’in oradaki hakikatin peşinde koşan insanlarında gayreti ile yüzlerce yalanını ifşa ettik, deşifre ettik. İsrail’in dezenformasyon kampanyalarını sadece Türkiye için değil Uluslararası alanda da resmettik. Böylelikle İsrail’in bu yürüttüğü Faşist Propaganda çabasını da bertaraf ettik.

Anadolu Yayıncılar Federasyonu Genel Başkanı Sinan Burhan yaptığı konuşmada “Öncelikle İletişim Başkanlığımıza ve sayın Fahrettin Altuna teşekkür ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu anlamlı yayına katılarak ya da mazeretleri dolayısı ile katılamayan ama desteklerini ileterek, bizleri yalnız bırakmayan tüm meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz” dedi. Burhan, burada Filistin’de öldürülen meslektaşlarımızı anıyoruz. İsrail’in zulmüne karşı biz gazeteciler hayatını kaybeden gazeteciler için ayaktayız dedi. Burhan gazetecilerin sesini kesmeye çalışıyorlar, gerçekleri gizlemek için İsrail’in uyguladığı zulmü, soykırımı ve kasıtlı olarak gazetecilerin öldürülmesini kınıyoruz. Bizler buna izin vermeyeceğiz ifadesini kullandı.
Programa katılan gazetecilerin açıklamaları özetle şöyle;

Gazeteci Mustafa Kartoğlu – Akşam Gazetesi: Kudüs bizim için sadece tarihi, bir dini mesele kültürel ya da bölgesel bir mesele değil. Aynı zamanda da milli bir mesele karakter meselesi. Bin yıldan fazladır Kudüs’ü korumuş ve kurtarmış bir milletiz. İsrail burada sadece Müslümanları öldürmüyor. Gazetecileri de öldürüyor. İnsanlığı öldürüyor.

Muin Naim – Filistinli Gazeteci: Ailemizden 40 şehidimiz far kaybettiğimiz yakınlarımıza bile üzülmeye vakit olmuyor. TRT ekibi Gazze’de güdümlü bombayla hedef alındı. Bölgede bulunan tek ekip oydu. Basın yelekleri var araçların üzerinde basın yazısı var ona rağmen vuruldu. İsrail isteyerek bilerek yapıyor. Devlet olmayan bir rejimden bahsediyoruz. Terör devletidir İsrail.

İsmail Küçükkaya – Gazeteci Yazar: Bu konudaki duyarlı meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Anadolu Yayıncılar Federasyonu bu konularda çok duyarlı işler yapıyor. Burada öyle bir dayanışma sergilememiz gerekiyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Papa’ya gönderdiği mektupta bu dayanışmaya dikkat çekti. Gazetecilerin özgürce yayın yapması için uluslararası basınında dikkatini çekmemiz gerekiyor. Türkiye’deki bu ses etkili oluyor. Avrupa’daki Amerika’daki bu ses etkili oluyor. İsrail’de bundan etkileniyor. Bir farkındalık yaratmak gerekiyor.

Murat Alan – Akit TV: Batı zihniyeti bu konuda ortak paydada buluşuyor. Kendi dertlerine düştüklerinde aslan kesiliyor. Pandemide kendi dertlerine düştüler. Bakın o zaman maske peşine düştüler. Bir maske için neler yaptıklarını gördük. Şimdi ise bölgede yaşananlar konusunda kendilerinden olmayınca ortak hareket ediyor, İsrail zulmüne ortak oluyorlar.

Nur Tuğba Akay – Gazeteci Yazar: Filistin’de savaş kuralları yok. Ahlak yok. Bölgede Türk olduğunu hele de Müslüman olduğunu duyduklarında üzerinize geliyorlar. Niçin bu kadar gazeteci öldürüldü? Doğruları Filistinlileri katlettikleri görüntüleri dünyaya aktaran birilerinin olmasını istemiyorlar. Oradaki gerçek hadiseyi gazeteciler dünyaya duyurdular.


 
İsmail Halis – TV Net: Gazze’yi altına dramatik müzikler koyarak haber yapmamalıyız. Bölgede yaşananları salt insani düzende görmeye devam ettikçe acı gerçekleri göremeyiz. Gazze o yönüyle görülen bir dram değil. Dini ve siyasi bir mücadele var burada. Büyük bir mücadele var bu bölgede.
 
Rahim Er – Türkiye Gazetesi: Yapılmak istenen Siyonistler için Nil’den Fırat’a Büyük İsrail bir idealdir, bir gayedir, bir ibadet unsurudur. Bunu yapmamak büyük günah ve davasına ihanet olarak kabul ediyorlar. İsrail 1948 de devletleşti. 2048’de de Nil’den Fırat’a devletleşmenin peşinde. Bunun tedbirini almak lazım. Vatanı için, toprakları için, dinimiz için, ümmetimiz için, insanlık için canını veren bütün Gazzeli ve gazetecilere rahmet diliyor, teşekkür ediyoruz.

Aytekin Polatel – Haber Kameramanları Derneği: Meslektaşlarımız bölgede çok zor koşullar altında çalıştı. Orada olup biteni tüm dünyaya tüm çıplaklığı ile aktarmak için büyük çaba harcadı. TRT kameramanı arkadaşımızın kamerası kırıldı. Buna benzer birçok zorlukla karşılaştık. Kameraman arkadaşlarımız hem saldırılara maruz kaldı hem de tüm dünyaya basın mensuplarına yapılan zulmü de aktarmış oldular. Türk medyasının refleksleri çok güçlü. En iyi analiz ve gözlemleme yeteneğine sahip meslektaşlarımız var. Haber nerede olursa olsun anında sahada olup biteni aktarmak için çalışıyoruz. Çok önemli kıymetli bir iş yapıyoruz.
 
Nuh Albayrak – Star Gazetesi: Biz eğer İsrail’in bugüne nasıl geldiğini bilmezsek eğer bugün yaptıklarını anlamakta zorlanırız. İngiltere’nin ve Amerika’nın özel yöntemlerle kurduğu bir devlet. Abdulhamit’in asıl devrilmesinin sebebi İsrail’in kurulma sürecidir. Geçmişi de iyi okumak gereli. Günümüze gelirsek, malum Amerika İsrail’i koruma altına aldı. İsrail bu süreçte sürekli Filistin’e, Gazze’ye saldırdı. Bunun sonucunda harita bugünkü halini aldı.

Sema Akbulut – TRT: Mescid-i Aksa’da Cuma namazında bir cenaze geldi. İçeri uzun süre İsrail polisleri tarafından alınmadı. Münakaşalar sonrası içeri alındı. Gençler ayıklandı. Uzaklaştırıldılar. Sadece yaşlılar cenazeyi taşıdılar. Ölen insana bile orada bir zulüm vardı. İsrail algıyı değiştirmek için gazetecilerin bulunduğu noktaya sürekli bombalar düşmeye başladı çünkü algı yönetimi yapmak için hava savunma sistemini devre dışı bıraktı.  

Tülay Gökçimen – Gazeteci: katledilmiş gazetecilerin fotoğrafını getirdim. İsrail dünyanın duymasını istemediği için TRT ekibine saldırarak zulüm yapmaya devam ediyor. Şu anda Gazze’de çocuklara sorarsanız hepsi “Gazzeteci” olmak istediğini söylüyorlar.
 
Taha Hüseyin Karagöz – Gazeteci: Irak’ın işgali ile başlayan bu sürecin sosyal medya üzerinden canlı yayınlanması ile hızlandı. Sosyal medya üzerinden örgütlendiler. Sosyal medyada algılarla farklı kazanımlar elde etmenin peşindeler. Bu süreç bu günlere kadar geldi.

Yusuf Ziya Cömert – Gazeteci Yazar: Toplum olarak bu konularda biraz zayıf kaldı. Çabuk kanıksıyoruz. Baştan yüreğimiz kanıyor sonra rutine dönüyoruz. Karşılaştığımız katliamları kanıksanması son derece kötü. Toplumu diri tutmak için hangi vesileyi buluyorsak o vesileye müracaat etmemiz gerekiyor.

Sabri Balaban- Gazeteci Yazar: Zamanında dedelerimiz bunun bedelini ödedi şehit oldular mücadele ettiler. Bugün bir Filistin gerçeği var ki yetim terk edilmiş yalnız ve 2 milyar Müslüman coğrafyası aciz. Oysa Filistin’deki barbarlığa zulme ses çıkarılmasını istiyoruz.

Emin Pazarcı – Akşam Gazetesi: Burada öyle ciddi bir dezenformasyon var ki İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla mücadele konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyor ama yine de bu konuda yasal düzenleme şart. Binlerce sahte hesap bakıyorsunuz pislik yayıyor buna çare bulmak lazım.

Tacettin Kutay- Gazeteci Yazar: Anadolu Yayıncılar Federasyonu burada çok önemli bir şey yapıyor çok teşekkür ediyoruz. Gazze’de faaliyet gösteren, gazetecilik yapan insanlar hayatları pahasına çalışıyorlar bu insanlar çok mukaddes bir iş yapıyor.

Kenen Kıran – Sabah Gazetesi: Gazze’de olup biteni biz gazeteci arkadaşlarımızdan öğrenmek zorunda kaldık. Maalesef tecrit edilmiş bir Filistin toprakları. Onların sesi gazeteciler sayesinde tüm dünyaya ulaştı.

Yusuf Kaplan – Yeni Şafak Gazetesi: Bir medeniyetin ne olmaması gerektiğini Amerika burada gösterdi. Şu an dünya neredeyse yarım asırdır zihni işgal altında. Dünyanın bir batı sorunu var.

Diğer katılım sağlayan gazeteciler ise şöyle;

Hakkı Öcal – Gazeteci Yazar, Pelin Çift – TRT Programcısı, Ferhat Murat – Haber 7 Yazarı, Ersin Çelik – Yeni Şafak Gazetesi, Furkan Bölükbaşı – Gazeteci Yazar, Mevlüt Yüksel – Süper Haber TV, Begüm Pazarcı – Avukat, Zekeriya Say – Akit Gazetesi, Abdullah Ağar – Güvenlik Uzmanı, Zafer Şahin – Gazeteci Yazar, Coşkun Başbuğ – Güvenlik Uzmanı, Merve Güneş – TRT, Hacı Yakışıklı – Gazeteci Yazar, Mehmet Acet – Kanal 7, Hayrünisa Çiçek – Filistin Basın Platformu, Güngör Yavuzaslan – Gazeteci Yazar, Burhanettin Duran – SETA Başkanı,

Anadolu Yayıncılar Federasyonu tarafından gerçekleştirilen “Filistin’de Öldürülen Gazeteciler İçin Nöbetteyiz” eylemine gazeteciler yayına katılarak mesajlarını verirken bazı gazeteciler ise telefonla bağlanarak bu anlamlı tepkiye ortak oldular.